Şans Tanımamız Gereken Şair listemizin son yazısında Sabahattin Kudret Aksal yer almıştı. Bu yazımızda ise sizlere Nilgün Marmara’yı tanıtacağız. Kendisi pek değerli şairlerimizden olmakla beraber, daha önce onun şiirlerini okumadıysanız, umuyoruz ki bu satırlara göz attıktan sonra sizlerde Nilgün Marmara’ya dair bir merak uyandırabiliriz.
Nilgün Marmara, kırılgan ve duygusal ruhlu bir şair oluşuyla, kısa ömrüne sığdırdığı eserleri ile; şairi çok genç yaşta kaybetmemize rağmen, onu hala içimizden biri gibi hissetmemize sebep oluyor.

Hayatı
Nilgün Marmara (İstanbul, 13 Şubat 1958- İstanbul, 13 Ekim 1987). Zelda Nilgün Marmara asıl ismidir. Türk şair ve yazardır. Balkan göçmeni bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Kadıköy Gazi Mustafa Kemal Paşa İlkokulu’nu bitirdikten sonra liseyi Kadıköy Maarif Koleji’nde okudu. Öğrenim hayatına İstanbul Üniversitesi Türk Dili Ve Edebiyatı Bölümü’nde başladıysa da daha sonra Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili Ve Edebiyatı Bölümü’ne devam etti ve buradan 1985 yılında mezun oldu.
Mezun olduktan sonra sekreterlik, memurluk ve öğretmenlik gibi farklı görevler üstlendi. 1982 yılında Kağan Önal ile evlendi ve eşinin işi sebebiyle Libya’ya taşındı. Yakın çevresinden şiir yazdığını saklamasına karşın, şiirleri çeşitli dergilerde yayımlandı ve bu şiirlerle Ece Ayhan gibi usta şairleri etkisi altına aldı. Ve maalesef 1987 yılında, henüz 29 yaşındayken intihar ederek yaşamına son verdi. İntiharının ardından cinayet iddiaları ve aşk dedikoduları yayıldı.
Kimine göre, intiharının gerçek sebebi hastalığıydı. Marmara’ya manik depresyon teşhisi konulmuştu ancak psikiyatristiyle yaşanan üzücü olay sebebiyle tedaviyi yarıda bıraktı. Ölümünden sonra eşine yöneltilen suçlamalar sonrası Kağan Önal şu ifadeleri kullanacaktı “ Oysa Nilgün’ün tedavi olması gerekiyordu ama o doktordan kaçıyordu. Doktor, geldiğinde evde olması gerekirken evde değildi. Doktor beklemişti. Gelince de konuştular… Doktor bana ‘işiniz çok zor, tedavi olması lazım ama çok zeki ve kültürlü. Yani en zor vakalardan.’ demişti.”

Yalnızlık
Çok yalnızım, mutsuzum
Göründüğüm gibi değilim aslında
Karanlıklarda kaybolmuşum
… bir ışık arıyorum, bir umut arıyorum uzun zamandır
Aradıkça batıyorum karanlık kuyulara
Kimse duymuyor çığlıklarımı
Duyan aldırış etmiyor çekip kurtarmak istemiyor
Bense insanların bu ilgisizliği karşısında ilgiye susamışım
Ümidimi yitirmişim
Biliyorum bir gün dayanamayacak küçük kalbim
Arkamı dönüp inandığım ve güvendiğim her şeye
Veda edeceğim
“En yakın yabancı sendin,
Daha sürülmemişken ışığın biberi
Yaramıza,
Yaslanırken boşlukta duran bir merdivene
Henüz.
…
Güzdü sonsuz bir çöle takılan bakışımız,
İlkyaz derken -kışı gözden kaçıran
Yüzlerce eller yukarı, saygı duruşlarımız
En güçsüz kollarla-
Çözüldü aşkın zarif ilmeği
Bulandı aynalar duruluğu.
Çok gizli bir doğru gecenin toyluğunda
Bilmedik çekenin yanlış bir uzaklık
Olduğunu…
Yabancıların en yakınıydın sen!”
Ey iki adımlık yerküre
Senin bütün arka bahçelerini gördüm ben!
Şiir Hayatı
Marmara, Türk edebiyat tarihine ‘dünyayla yaralı’ bir şair olarak kazındı. Boğaziçi Üniversitesi’ni “Sylvia Plath’in Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi” tezi ile bitirdi. Şüphesiz Sylvia Plath’i kendisine yakın hissediyordu. Nitekim öyle de oldu ve çok sevdiği yazarla aynı kaderi paylaştı.
Sylvia Plath 30 yaşında, Nilgün Marmara ise 29 yaşında hayatına son vermişti. Yazar, dünyayı bekleme salonu olarak görüyordu ve ‘hayatın neresinden dönülse kardır’ cümlesini kurmuştu. Şiirlerinde kırılganlığının izleri bulunuyordu. Ardında, yaşamından çok sonra bile hepimizi derinden etkileyecek şiirler bıraktı.

Kuğu Ezgisi
Kuğuların ölüm öncesi ezgileri şiirlerim,
Yalpalayan hayatımın kara çarşaflı
Bekçi gizleri.
Ne zamandır ertelediğim her acı,
Çıt çıkarıyor artık, başlıyor yeni bir ezgi,
-bu şiir-
Sendelerken yaşamım ve bilinmez yönlerim,
Dost kalmak zorunda bana ve
Sizlere!
Çünkü saldırgan olandan kopmuştur o,
Uykusunu bölen derin arzudan.
Büyüsünü bir içtenlikten alırsa
Kendi saf şiddetini yaşar artık,
-bu şiir-
Kuramadığım güzelliklerin sessiz görünümü,
Ulaşılamayanın boyun eğen yansısı,
Sevda ile seslenir sizlere!
Yitik Kaynak
Unutuş bir kaynak olmalı.
Yeni’yi her an’a yaymak için.
Ben sana olmalıyım,
Bana sen bir kaynak.
Görüyorum geç, kıyım çok yakın!
Biliyorum artık mut uzaklığını.
Sen yüzümü götürmüyorsun,
Kendi gözünü bile!
Gerçek bilinsin, diliyoruz,
Düz, eğri, çapraz ya da değirmi.
Güzeldir açığa çıkışı yüreğin,
Sen bil ki, ben de seveyim!

Eserleri
Şiir
Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1988)
Metinler (1990)
Günlük
Kırmızı Kahverengi Defter (1993)
Defterler (2016)
Kağıtlar (2017)
İnceleme
Sylvia Plath’in Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi (1985)
Bu yazımızda sizlere Nilgün Marmara’yı genel hatlarıyla anlatmaya çalıştık. Kendisine edebiyat tarihimize katkılarından dolayı çok teşekkür ediyor ve okuyucularımıza da şairimizin bütün şiirlerini mutlaka okumalarını tavsiye ediyoruz. Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle.
Şiirle kalın!
Yazarımızın diğer yazılarına ulaşmak için tıklayınız.
Bizi Twitter’dan takip etmek için tıklayınız.
Böyle değerli bir şaire yer verdiğiniz için teşekkür ederim. Çok güzel bir yazı olmuş.